DAVET |
KONAKLAMA |
LİNKLER |
İLETİŞİM |
Değerli Meslekdaşlarımız,
Sağlık Kuruluşlarında şiddet ve şiddet tehdidi, hem çalışan personelin tükenmişliğini ve memnuniyetsizliğini hem de organizasyonların yapısını etkileyen önemli bir etkiye sahiptir. Sağlık kurumlarında şiddet giderek büyüyen ve yeni olmayan psiko-sosyal bir sorundur. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO–2002) işyerinde şiddeti; “çalışanların işe gelip gitmeleri de dâhil olmak üzere işle ilgili durumlarda istismar ve tehdit edildikleri veya saldırıya uğradıkları; güvenliklerine, sağlıklarına veya esenliklerine açık veya örtülü tehdit oluşturan olaylar” olarak tanımlarken, şiddet olayının işle bağlantısının açık bir şekilde kurmakta, çalışanın, sağlık çalışanının güvenli bir ortamda çalışma hakkının altını çizmektedir.
Sağlık kurumlarında şiddet, hasta ve hasta yakınları yada diğer herhangi bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan, tehdit davranışı, sözel tehdit, fiziksel saldırı ve cinsel saldırıdan oluşan durumdur. İş yerinde ya da işe bağlı olarak sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet; ölüm (iş cinayeti),yaralanma, doku-organ kayıpları ve hastalıklarla birlikte geçici ve sürekli iş göremezlik durumlarına yol açmaktadır. Dolayısıyla sağlık personeli şiddetin giderilmesi ile direkt ilgilenen bir meslek grubu olmakla beraber işyerinde şiddet açısından da kurban olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapılan çalışmalarda, şiddetin diğer işyerlerine göre en çok sağlık alanında ortaya çıktığı, sağlık alanındaki işyeri şiddetinin, diğer sektörlerdeki şiddetten doğası gereği farklılıklar gösterdiği ifade edilmektedir. Sağlık çalışanlarında şiddete uğrama riski diğer hizmet sektörü meslek gruplarına göre 16 kat fazladır. NIOSH’a göre sağlık işletmelerinin her yerinde şiddete maruz kalınma ihtimali olmakla beraber psikiyatri servisi, acil servis, bekleme odaları ve yaşlı bakım servislerinde bu eylem sıklıkla tekrarlanmakta ve işyerinde şiddet basit veya ciddi fiziksel yaralanmalar, geçici veya sürekli iş görmezlik, psikolojik travma ve ölüm gibi sonuçlara neden olduğu ortaya konmaktadır.
Demek ki sağlık sektöründe doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları şiddete uğrama açısından büyük risk altındadır. Sağlık sektöründe meydana gelen şiddet vakaları, genel olarak işyerlerinde meydana gelen tüm şiddet olaylarının yaklaşık %25’ini oluşturduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalara göre sağlık çalışanlarının maruz kaldıkları şiddet uzun vadede düşük moral, sakatlık, personel devir hızının yükselmesi, işe devamsızlık, iş değiştirme, tükenmişlik ve güven kaybı gibi olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Türkiye’de de sağlık çalışanları 2003 yılından itibaren ölümlerle birlikte artan bir hızda şiddet olaylarını daha sık yaşamaya başlamıştır ama sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının özellikle son 4-5 yıl içerisinde hiç olmadığı kadar arttığı görülmektedir. Özellikle pandemi döneminde dünya ülkelerindeki tüm insanlar günler, aylarca süren karantinalarla evlerine hapis olup, işlerine gitmeyerek kendilerini korurken, sağlık çalışanları ön saflarda herkesin sağlığı için kendi sağlıklarını korkusuzca tehlikeye atmıştır.
Sonuçta da uzun sure Covid-19 maruziyeti, uzun çalışma saatleri, psikolojik sıkıntı, yorgunluk, mesleki tükenmişlik, damgalama ve fiziksel ve psikolojik şiddet yaşamışlardır. Bilinmelidir ki “Sağlık Çalışanları Tükendiğinde Yerleri Doldurulamaz”.
Bu nedenle IV. Uluslararası Sağlık Kuruluşları İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresinin ana teması “Sağlık Çalışanlarında Tükenmişlik ve Şiddet” olacaktır. Ülkemizde son dönemde iş sağlığı ve güvenliği ve sağlık hizmetlerinde mevzuatta yapılan değişimler ve yaptırımlar, çalışan güvenliği uygulamaları alanında önemli değişiklikler olmasını sağlamıştır. Her ne kadar en ağır ve tehlikeli iş kollarından kabul edilen sağlık kuruluşları 2013 yılından itibaren mevzuat doğrultusunda gerekli değişimleri yapmakta, gerek Sağlık Bakanlığı gerekse Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı müfettişleri tarafından düzenli olarak denetlense de önümüzde kat etmemiz gereken uzunca bir yol mevcuttur. İş Sağlığı ve güvenlik uygulamaları sağlık kurumunda çalışan tüm personelin; çalışma ortamı ve yaptıkları işlerden kaynaklanabilen, sağlık ve güvenliklerine zarar verebilecek riskleri tanımlayarak, koruyucu önlemleri alma esasına dayanır ve bilimsel ve sistemli çalışmayı gerektirir.
Kongre, sağlık kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliğini sağlayıcı yöntem ve yeniliklerin tartışılacağı bir platform oluşturmaya çalışacaktır. Kongrede katılımcılar, İş sağlığı ve Güvenliği ile ilgili bugüne kadar yapılanlar, kazanılan deneyimler ve alınan dersleri tartışma olanağı bulacaklar, konu ile ilgili en son gelişmeler konusunda konferanslar dinleme olanağı bulacaklar ayrıca çalıştaylar şeklinde konunun uzmanları tarafından paylaşımlarla, konu ile ilgili siz, bilim adamlarının sözlü ve poster sunumları ile pek çok yelpazede ve farklı paylaşımlarla bilgi ve deneyimlerini arttırma olanağına sahip olacaklardır.
Kongre başkanları olarak, büyük bir coşku ve ilgiyle, her birinizle tanışmayı ve bu kongre süresince sizinle çalışmayı umuyoruz. Sizleri aramızda görmekten onur duyarız.
Prof. Dr. Seval AKGÜN
Kongre Başkanı
|
|
|