DAVET |
KONAKLAMA |
LİNKLER |
İLETİŞİM |
Saygıdeğer Bilim İnsanları,
Modern dünyada ekonomik ve siyasal yapıların çeşitli unsurları fonksiyonel olarak ve zorunlu bir şekilde birbiriyle karşılıklı etkileşim içerisindedir. Diğer bir ifadeyle, ülkelerin ekonomik yapıları, devletlerin politikalarını önemli oranda etkilerken aynı zamanda söz konusu iktisadi yapının kendisi de devletler tarafından büyük oranda etkilenmektedir. Son birkaç asırda politik, iktisadi, teknolojik gelişmelerin ortaya çıkmasında ve bu ilerlemenin bir öncülü olan düşünsel altyapının oluşmasında, Batı’nın rolü oldukça önemlidir fakat bilim ile felsefenin evriminde ve bu unsurların zaman-mekân taşıyıcılığında Doğu’nun oldukça değerli katkıları olduğu gerçeği yadsınamaz.
20. yüzyıl için ekonomi ve siyaset açısından ‘Atlantik Yüzyılı’ söylemi genel kabul görmekle birlikte 21. yüzyıl için ‘Pasifik Yüzyılı’ ifadesi, gerçekçi bir tanımlamaya dönüşebilir mi ? Bilindiği üzere 19. yüzyılda, sıra dışı ekonomik büyüme döneminde İngiltere dünyada hegemon devlet iken 20. yüzyıldaki parlak ekonomik gelişim zamanlarında ise ABD’nin liderliği söz konusuydu. 21. yüzyılda ise siyaset, ekonomi ve teknoloji alanında Doğu ve Batı arasında güç mücadelesi sürmektedir. Bu yüzyılda ABD merkezli liberal dünya ekonomisi, yükselen Asya karşısında giderek daha sert bir rekabetin içinde kendini savunmak durumunda kalmaktadır. Asya merkezinde yoğunlaşan küresel ticaret ağları, dünyayı sadece iktisadi güç açısından değil aynı zamanda siyasetin ve rekabetin artık daha fazla ön planda olduğu çok kutuplu bir dünya düzenine doğru götürmektedir. Diğer bir ifadeyle, yeni küresel iktisadi güçler ve siyasal hükümetler, uluslararası ilişkilerinin daha karmaşık bir seyrini de beraberinde getirmektedir.
Ekonomik faaliyetlerin merkez üssü son birkaç yüzyıl içinde belirli eksen kaymaları yaşamışlardır. Önceleri Akdeniz çevresinde konumlanan iktisadi faaliyetler sonrasında Kuzey Atlantik’e ve buradan da artık Pasifik’e doğru kaymaktadır. Dünya ekonomisi yirmi birinci yüzyılda önemli bir dönüşüm yaşamaktadır. Nitekim satın alma gücü paritesine göre Asya'nın küresel GSYH’deki payı on yıl önce % 45 iken günümüzde % 54’e ulaşmış olup 2030 yılına kadar bu oranın % 58 civarında olması beklenmektedir (World Economics,2024). Asya kıtası yaklaşık 45 milyon metrekarelik yüzölçümüyle farklı siyasi yaklaşımlara, ekonomik politikalara ve muazzam bir kültürel zenginliğe sahiptir. Bölge günümüzde tıpkı on altı ve on yedinci yüzyıl öncesinde olduğu gibi yeniden o parlak günlerine dönmekte olup küresel ticaret ağlarının merkezinde yer almaktadır. Bununla birlikte kıta içerisinde ülkeler arasındaki gelir farklılıkları çok büyük oranlara ulaşabilmekte olup bu açıdan heterojen bir yapıyı kendi bünyesinde barındırmaktadır. Fakat Çin, Japonya, Rusya, Türkiye ve Güney Kore’nin öncülüğünde bu bölgede yer alan ülkeler, karşılıklı ticari çıkarlar yoluyla tamamlayıcı ve birbirine bağlı bir ekosistem oluşturabilmektedirler.
Mc Kinsey Company’nin son raporuna göre dünya düzeni, teknoloji platformları, demografik güçler, kaynak-enerji sistemleri ve piyasa kapitalizasyonu açısından bakıldığında dünyanın geri kalan kıtalarına kıyasla Asya kıtası artık daha büyük bir paya sahiptir. Bu coğrafya gününüzde değer bakımından dünya ticaretindeki en büyük 20 koridordan 13'üne ev sahipliği yapmaktadır. Asya kıtası aynı zamanda ekonomik olarak birbirine kenetlenmiş olup Asya'nın toplam ticaretinde değer bakımdan bölgenin payı yaklaşık % 60 düzeyindedir.
Başta Çin, Japonya, Güney Kore ve Avusturalya olmak üzere önemli birçok Asya ülkesinin imzaladığı “Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması – RCEP ”, 2022 yılının başında yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşma, bölgenin iktisadi ve ticari mimarisini yeniden şekillendirmekte olup bölgesel ticaret ve yatırımın genişlemesini kolaylaştırması amacıyla küresel ekonomik büyümeye ve kalkınmaya katkıda bulunacak kapsamlı ve karşılıklı yarar sağlayan bir ekonomik ortaklık kurma hedefiyle oluşturulmuştur. Bu tip bölgesel anlaşmalar Asya’da küresel ticareti yeniden tanımlamaktadır. Gerek ikili gerekse bölgesel anlaşmalar, Türk Dünyası’nı da yakından ilgilendirmekte olup bölgeler arası ticari ilişkilerinin güçlenmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Asya’daki bu ivmelenmenin, dünya ekonomisinde paradigma değişikliği yaratarak küresel ekonomik ve siyasal hiyerarşisini yeniden yapılandırması muhtemel görünmektedir. Türk Devletleri’nin de hızla büyüyen bu pastadaki payını arttırabilmesi için uygun politik, ekonomik, teknolojik adımları atması son derece önem arz etmektedir.
Yukarıda belirtilen hususlara binaen Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü ve Buhara İnovasyon Üniversitesi iş birliğiyle Asya kıtasında yaşanan son gelişmelere dikkat çekmek ve konuları bilimsel bir platformda ele almak amacıyla ortak sempozyum düzenleme kararı alınmıştır. Bu kapsamda sempozyumun adı “21.Yüzyılda Ekonomi, Politika ve Teknolojide Asya Rönesansı” olarak belirlenmiş olup sempozyum 31 Ekim – 01 Kasım 2024 tarihleri arasında hibrit (yüz yüze ve çevrimiçi) olarak gerçekleşecektir.
Sempozyum bünyesinde ele alınması planlanan ana konular şu şekildedir:
Yeni Dünya Düzeni ve Doğu-Batı Rekabeti
Çok Kutuplu Sistem, Küresel Hegemonya, Çevreleme Stratejisi
Küreselleşme, Finansal Sistem
Dışa Açıklık ve Uluslararası Ticaret
Uluslararası Sistemde Yeni Arayışlar
Güç ve Karşılıklı Bağımlılık
Yeni Bir Asya Mucizesi ve Orta Gelir Tuzağından Kurtulmak
Asya’daki “Öteki” Problemi, Yoksulluk ve Yoksunluk
Ekonomide Paradigma Değişimi ve Dijitalleşme
Bölgesel Antlaşmalar ve İhtilaflar
Çıkar Grupları ve Liderlik Mekanizması
Diplomasi, Yönetişim ve Kurumsal Yapı
Asya’da Ülke Bazlı Ekonomik Gelişim ve Kalkınma Aşamaları
Bölgedeki Göç ve Sosyal Uyum Politikaları
Siyasal ve Mali Egemenlik, Dış Yatırım
Bölgede İdeolojilerde Geçişkenlik ve Pozisyon Alma (Liberalizm, Muhafazakârlık, Ekonomik Milliyetçilik, Sosyalizm)
Devletlerarası Enerji Politikaları
Güvenlik Meselesi ve Askeri İş Birlikleri
Bölge Ülkelerinde İktisadi Kalkınma Politikaları ve Büyüme Stratejileri
Bölgesel Gelir Dağılımı ve Artan Borçluluk Oranları
Asya Ülkelerinde Erken Sanayi(siz)leşme Olgusu
Asya Ekonomilerinde Kamu Yönetimi ve Kamu Ekonomisi
Uluslararası Örgütlerin Küresel Politika ve Ekonomiye Etkileri
Teknoloji Devrimi ve Ar-Ge Harcamaları
|
|
|